Dayatmalardan Sıyrıl!
- Ayçin Çakıcı
- 6 Tem 2017
- 1 dakikada okunur
Oluşunu hafifletmek ciddi bir emek ister. Bunun için ebeveynlerinin, öğretmenlerinin, felaket tellallarının ve kıyamet habercilerinin sana dayatma yoluyla öğrettikleri her şeyi arkanda bırakman gerekir. Onlardan, kurbanlık bilincine nasıl düşüleceğini, nasıl sefil, yoksul ve hasta olunacağını öğrendik. Onlardan, ölmek için binlerce yol öğrendik. Uygarlığın doğuşundan beri bilinci perdelemek suretiyle uykuya yatırılan milyonlarca insana, nesilden nesile ki
rlenme yolu ile kendilerinin kıt ve sınırlı olduklarına körü körüne inanmaları öğretildi. İnsan neredeyse geri döndürelemeyecek şekilde telkin yoluyla uyutulmuştur. Her felaketin arkasında kötülerin en kötüsü yatmaktadır; ölümün kaçınılmazlığına olan sarsılmaz inanç. Özgürlük yolunda atılması gereken ilk ve en zor adım, bu korkunun kişinin tüm yaşamına despotça egemen olduğu gerçeğidir. Geçmişin tam bir felaket. Onu geri kazanman gerek. Onun için bir fidye ödeyerek, onu değiştirmen gerek. Geçmişinde hala pek çok açık var; kapatılmamış hesaplar; hiç ödenmemiş iç borçlar, suçluluk hisleri, kurban durumuna düşmeler ve hepsinden öte, kir pas içindeki karanlık köşeler. Oluşun fiyatları rastgele konulmuş, kötü yönetilen dükkandan farksız. İncik boncuk fahiş fiyatlıyken, değerli taşlar indirimde. Böyle devam etmekle yakında iflas bayrağını çekeceksin demektir. Tüm düşüncelerin, duyguların, coşkuların, davranışların ve olayların edebiyen kaydedildiği bir yer var ve yıllar sonra bile, onları tavan arasında bir kenara bırakılmış, korunmasız, dıştan bakışta hiçbir işlevi olmayan nesnelermişcesine yeniden bulabiliriz. Aslında onlar, bizim tüm yaşamımızı etkilemeye ve koşullandırmaya devam ederler. Gerisingeri dönmen gereken yer orasıdır

Comments