Yakın düşman değil yakın dost olmak..

Aşk asla şüphelenmez, asla kıskanmaz. Aşk asla diğerinin özgürlüğüne karışmaz. Asla kendi isteğini diğerine zorla kabul ettirmez. Aşk özgürlük sunar. Aşk varsa adam kadının mutlu olduğunu görmekten mutlu olmalıdır, çünkü aşk kadının mutlu olmasını ister. Eğer adam bir kadınla konuşuyorsa ve neşelenmiş ise karısı mutlu olmalıdır, kavga söz konusu bile olmamalıdır. Çiftler yaşamlarını daha mutlu kılmak için birliktedirler, ama tam tersi olmakta. Birbirlerinin hayatını cehenneme çevirmek için gelmiş gibiler. Birbirlerine daha fazla yer açtıkça daha çok bir araya gelirsin. Birbirine daha fazla özgürlük verdikçe daha çok yakınlaşırsın. Yakın düşman değil yakın dost olursun. Fazla iç içe olmanın, özgürlüğe yer vermemenin aşkı yok ettiği varoluşun temel kurallarından biridir. Onu eziyorsun, büyüyüp serpilecek yer bırakmıyorsun. Bilim adamları hayvanların kendi alanlarını belirlemeye öncelik verdiğini gözlemlemişlerdir. Köpeklerin şu veya bu direğe işediğini görmüşsünüzdür. Bunun boşuna mı olduğunu sanıyorsunuz? Değildir. Sınır çiziyorlar ”Burası benim alanım.” Sidiğin kokusu başla bir köpeğin o alana girmesini önler. Eğer başka bir köpek sadece sınıra yaklaşırsa o alanı sahiplenen köpek buna aldırmaz. Ama bir adım daha atarsa kavga çıkar. Tüm vahşi hayvanlar böyle davranır. Bir aslan bile onun alanına girmezsen sana saldırmaz. Alanına girersen kim olursan ol seni öldürecektir. İnsanoğlunun alanını belirleme önceliğini henüz bir çoğumuz keşfetmiş değiliz. Bunu hissediyorsun mutlaka. Metroya bindiğinizde çevrenizdeki insanları izleyin. Birbirlerine çok yakın durdukları halde dokunmamaya özen gösterirler. Dünya gittikçe kalabalıklaştıkça daha çok insan deliriyor, intihar ediyor, cinayet işliyor, bunun nedeni de basit: kendilerine ait bir yerleri yok. Hiç olmazsa aşıklar daha duyarlı olmalı ve birbirlerinin alanına saygı göstermeli.